BLC GROUP Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu, katıldığı televizyon programında deprem sonrası ülke ekonomisinde yaşanacak gelişmeler hakkında bilgi verdi.
Sigorta sistemini eleştiren, üretimin başlaması ve çalışanlara olan desteklerin artırılması yönünde çağrısını yenileyen Başkan Balcıoğlu, “Ben öncelikle basın mensuplarına teşekkür ederim. Çünkü bu enkazın altında boğulmuşken, bizlere ses oldunuz, soluk oldunuz. Bu konuda emek harcayan herkese teşekkür ediyorum. Deprem sırasında insanlar ailesini yakınlarını kaybettiler.
Enkaz sonrası dönecek bir evleri bile yok. Kafalarını sokacak bir evleri olmadığı gibi döndükleri işleri de yerlerinde yok maalesef. Ne yapacakların bir telaşına düştüler ama bir çare bulamadılar. Çadır yetmiyor, konteynır ihtiyacımız var çok fazla ve çok hızlı. Burada yaşayan insanlar yağmurda perişan oluyorlar. Herkes elinden gelen her şeyi, düşünebildikleri her şeyi yapmaya çalışıyorlar.
Burada maalesef toprağın depremi bitti ama ekonominin depremi yeni başlıyor. Neden başlıyor? Döndüğümüz işyerimizde sigortacıya evrak yetiştiremiyoruz. Depremden iki ay geçmesine rağmen iş insanları 2 aydır tamirata başlayamadı. Sigortacı diğer depremler kadar etkili yeni depremler yaratıyor şuanda. Oda eksik bildirimde bulundunuz diyerek. Biz işletmemizi yaptırdığımız sigorta bedelinden daha düşük ödeme yollarının peşindeler. Eksik sigorta denilen şey yasalarda var doğru ama istenilen belgeleri sunmamıza rağmen sonuç alamıyoruz. Bundan sonra ne olacak biz 100 liralık hasarımızın karşılığında 50 lira alırsak doğal olarak bizler yönümüzü bankaya çevireceğiz. Bankalar ise yapısı gereği bizlerden teminat/ipotek talep ediyor. Deprem nedeniyle yıkılan mal varlıklarını ipotek veremiyoruz. Buda arkasından kredi depremi yaşamamıza neden olacak. İşi ayağa kaldıramıyoruz çünkü. Kaldırmamızın da bir şansı yok. Ne yapmamız lazım? Bizim borçlarımız ertelendi, borçlarımız silinmedi. Maraş özelinde ifade etmek gerekirse, iş insanlarının kredi borcu var, çalışanlarımızın kredi kartı ev-araç-buzdolabı taksitleri var. Bunların hepsi ötelendi. Hiçbiri iptal edilmedi böyle bir talebimiz yok. Ama bizim bunu ödememiz için çalışmamız lazım. Çalışmak için hiçbir harekette yok. Dediğim gibi sigortacıyla cebelleşiyoruz, biz bize cebelleşiyoruz ama hep yenilen taraf biz oluyoruz. Yaşadığımız bu sorunlar ise, ülke ekonomisine ciddi zararlar getirir. Bir Kahramanmaraş’ın bu kadar etkili olabileceğini belirtmek gerekirse bunun rakamsal hesabı şu! Kahramanmaraş tekstilde Türkiye’nin yüzde 36 ipliğini üretiyor. Biz bu üretime devam etmez isek, bizden mal alan firmalar iş yapamazlar. Ve biz bunları yapamaz isek, ihracat düşer. Aynı şekilde paslanmaz çelik sektöründe Türkiye’nin yüzde 74 üretimini gerçekleştiriyoruz. Eğer biz bu üretimi yapıyorsak İstanbul’da siz bir tencere alamayacaksınız. Ucuz pahalı değil alamayacaksınız çünkü yok. Ve bunların ihracat bacağında ciddi sıkıntılar çıkacak. Bakın denim kumaşında Türkiye’nin yüzde 38’ni üretiyor Kahramanmaraş. Örgü ve dokuma kumaşları da aynı şekilde. Bunlar olmaz ise ihracat olmayacak. Yapacağımız şey çok basit. İnsanların için çok daha hızlı yaşam alanlarının oluşturulması ve çalışan insanlara desteklerin sürmesi. Vergi alıyorsa almaması, ücretlerine yansıtması gerekiyor. Bizim çok hızlı çalışıp, üretip ekonomiye katkı sunmamız lazım” değerlendirmesinde bulundu.